Vampir dizileri çok uzun yıllardan beri insanların beğenisini kazanmayı sürdürüyor. Özellikle vampir temalı dizilerde görülen derin senaryolar sebebiyle bunu normal karşılıyoruz. Aslında hikâye derinliğinin yalnızca vampire dönüşen insanları kapsamıyor oluşu daha uzun soluklu bir seriye dönüşmesini sağlayabiliyor. Doğal olarak sezonlar boyu süren ve bir o kadar dikkat çeken dizilere dönüşmeleri mümkün hale geliyor.
Şimdiye kadar çekilmiş en iyi vampir dizisi olarak herkesin farklı bir favorisi olabilir. Tabi ki akla doğrudan kült yapımlar gelebilir. Ancak listeye göz attığınız zaman gerçekten dikkatinizi çekecek çok sayıda vampir dizisi olduğunu da fark edeceksiniz.
The Strain
The Strain dizisinin 2014 yılında başladığını ve 4 sezon sürdüğünü söyleyerek başlayalım. Dizi tam 46 bölüm devam etti. Başarılı oyunculardan oluşan kadrosuyla büyük bir sükse yapmayı başarmıştır. Genel olarak serilerde yaşanmış bir olayın ardından mutasyon gerçekleşiyor. Burada da Berlin ile Amerika arasında uçan bir uçağın Kanada yakınlarında düşmesiyle beraber mutasyon gerçekleşiyor. Kazadan kurtulan yolcular birer vampir olarak kendilerine geliyorlar.
Being Human
Being Human sıradan bir vampir dizisi değil. Hatta bir noktada en fantastik yapımlar arasında bile gösterilebilir. 2011 yılında başlayan serinin 37 bölümden oluşan 5 sezon boyunca ekranlarda kaldığını vurgulayalım. Diziyi diğerlerinden ayıran nokta ise bir vampirin dışında bir kurt adam ve bir hayaletin ana hikâyede yer alıyor olmasıdır. Aynı evde yaşayan bu üçlü dizinin ismiyle örtüşen bir hikâyede hayatına devam etmeye çalışacaktır.
The Vampires Diaries
2009 yılında başlayan The Vampire Diaries dizisi belki de bu türü sevenlerin favorisi olabilecek yapımların başında geliyor. Keza 171 bölüm süren tam 8 sezonluk bir yayın hayatı vardı. Gizemli bir kasaba olan Mystic Falls için hayat alışılmışın dışında seyretmektedir. Çünkü kasabada vampirler, kurt adamlar, mutasyonlar, ölüp dirilenler ve hatta sonraki zamanda tekrar gördüğümüz karakterlerle son derece fantastik bir olay örgüsü vardır. Stefan ve Damon isimli iki vampir aslında kardeştir ve tüm kasaba aralarındaki savaşın kurbanıdır.
The Originals
The Originals ise en beğenilen vampir dizisi olan The Vampire Diaries serisinin uyarlaması olarak Netflix tarafından sunulmuştur. Özellikle senaryo, kurgu ve oyuncu kadrosunun değiştirilmesi ise yeni bir konsept kazandırmıştır. 2013 itibariyle izlemeye başladığımız seriyi 92 bölüm süren 5 sezonla bitirdik. Mikaelson ailesini merkezine alan dizide ailecek New Orleans’a yerleşme kararı alıyorlar. Bu aşamada şehri hem güvenli hem de kontrol altında tutabilmek için cadılarla iş birliği yapmaları zorunludur. Ancak bu iş o kadar kolay olmayacaktır.
True Blood
True Blood için de uzun soluklu vampir dizilerinden birisi tanımını yapabiliriz. Toplam 81 bölüm süren 7 sezonla 2008’de izleyicisiyle buluştu. True Blood dizisinde söz konusu olan hikâye ise daha farklı bir noktada başlıyorlar. Çünkü Japonya tarafından üretilen yapay bir kan sayesinde vampirler insanları öldürmek zorunda kalmıyorlar. Beslenme alışkanlıkları buna evriliyor. Tabi ki dizi her zaman bu kadar ılıman bir havada gitmiyor.
Buffy The Vampire Slayer
Buffy The Vampire Slayer dizisini 1997 yılında izledik ancak yapım daha önceden de film ve dizi olarak ekranlara yansımıştı. Toplam 145 bölüm süren 7 sezonluk bir hikâyeden söz etmek mümkün. Hayatını kötülüğe karşı mücadele etmek için feda eden Buffy tüm hikâyenin merkezinde. Tabi ki şeytanlarla dolu bir dünyada ilk hedefi vampirler olsa da zaman içerisinde çok daha fazla efor sarf etmesi gerekecektir. Böylece Buffy yetişemediği her an için insanları organize etmeye başlayacaktır.
Angel
Angel dizisi ise yine Buffy The Vampire Slayer dizisinin spin offu olarak karşımıza çıkıyor. 1999 itibariyle başlayan dizi 5 sezona 111 bölüm sığdırdı. Ruhu doğaüstü varlıklar tarafından ele geçirilen Angel vicdanının sesini duyamaz olmuştur. Acıma duygusundan yoksun, korkusuz ve olabildiğince fevri bir hayat yaşamış ve insanların hayatlarından olmasını sağlamıştır. Fakat bir gün ruhunu geri alma şansını yakalar ve tüm bu yaşadıklarını tolere edebilmek için vampirlerin ve mistik yaratıkların peşine düşer. Los Angeles sokaklarında yargı dağıtan bir özel dedektif olarak suçluları değil vampirleri kovalar.
Legacies
Legacies dizisini ayrı bir noktada tutmak gerekiyor. Çünkü dizinin geçtiği evren hem The Originals ile hem de The Vampire Diaries ile aynıdır. 2018 yılında başlayan ve 2 sezon boyunca yayınlanan dizinin 3.sezon onayı verildi. Hatta prömiyerini 2021 yılında yapacağı kesinleşti. Özel bir okulda öğrenci olan gençleri konu alan dizide daha önceden tanıdığımız vampirlerin çocuklarını izliyoruz. Tabi yalnızca vampirler değil aynı zamanda kurt adamlar ve cadılar ile dolu bir okul söz konusu. Burada asıl amaç ise çocukları kötü dürtülerden arındırmak ve onları birer kahraman haline getirmektir. Fakat Legacies dizisinde aksiyonun hiç bitmediği bir olay örgüsünün olduğunu söylemeden geçemeyiz.
Dracula
Dracula efsanesi vampir söz konusu olduğunda ilk akla gelen ikonik karakterdir. Yıllar içerisinde de hem film hem dizi olarak pek çok örneğini gördük. 2020 yılında ise 3 bölümlük bir mini dizi olarak BBC ve Netflix ortaklığında bizlere tekrar sunuldu. Transilvanya’da 1897 yılında geçen hikâyenin gerçekten ikonik olmasının altında yatan pek çok detaya günümüz penceresinden bakma şansı yakalıyoruz. 3 bölüm olmasına rağmen 4 buçuk saatlik bir yayın süresiyle tatmin edici bir seyir zevki sunuyor.
Shadowhunters: The Mortal Instruments
Shadowhunters: The Mortal Instruments dizisini 2016 yılında izlemeye başladık. Yayınlanan 3 sezon boyunca 55 bölüm ekrana yansıdı. Yıllardır süre gelen Shadowhunter soyunun halen daha devam ettiğini Clary Fray’in 18 yaşına basmasıyla öğrenen insanlar amansız bir mücadeleye gireceklerdir. Çünkü yarı insan olan Clary aynı zamanda yarı melek olarak hem şeytanlarla hem de diğer mistik canlılarla savaşmaktan vazgeçemez.